Dengelenmenin Ruh Sağlığınıza Etkisi

635 kez görüntülendi

Sponsorlu Bağlantılar

Doğa her zaman mükemmel bir denge üzerine kuruludur. Çevresel faktörler, insanoğlunun müdahaleleri derken şu an her ne kadar bütün dengeler bozulmuş gibi gözükse de zamanın şifalı gücüyle birlikte bütün taşlar yeniden yerine oturacaktır. Kendi hayat hikayelerimizde de bu değişimlerin etkilerini görürken aynı şekilde dengede kalmak her zamankinden biraz daha zor ancak imkansız değil. Biraz kendinize izin vermeyi öğrenerek bir nevi ayarlarınızı yeniden güncelleyebilirsiniz.

Son zamanlarda bazı konularda aşırıya kaçmış gibi hissedebilirsiniz. Karantina süreciyle birlikte bu her şey olabilir. Beslenme düzeniniz, uyku alışkanlıklarınız, çalışma saatleriniz derken çoğu alanda sürekli farkında varamadığımız bir kırılma yaşıyoruz. Evet evden çalışmak çoğumuz için güzel bir fırsat oldu, ancak madalyonun ters yüzüne bakarsak ev aslında sizin psişe alanınızdır buna bir nevi özel alan, her şeyi geride bıraktığınız ve yenilenme imkanı bulduğunuz kendinizi dinlediğiniz bir alan da diyebiliriz. İşiniz evde olduğu sürece daha öncesinde ofiste bıraktığınız her şeyi aslında kişisel alanımıza davet etmiş olduk. Buna zoom toplantılarından yansıyan birey enerjileri de dahil; ve işle ev ortamımız bir arada harmanlanınca da aslında ikisi arasındaki dengeyi kaybettik. Aynı durum dışarı çıkıp kendimize vakit ayırdığımız süreleri de kapsıyor ve denge bozuldukça bir şekilde yeniden programlanmaya çalışıyoruz. Bu yeniden programlanma da alışma sürecini beraberinde getirdiği için zihinsel ve bedensel bir efor harcıyoruz. Aslında en içe dönüp baktığınızda her şey sizden ve bakış açınızdan ibaret ve eğer yeniden hayatınızda denge yaratmak istiyorsanız önce içsel olarak dengelenmeniz gerekiyor.

Peki bunu nasıl yapabiliriz?

Sevdiğiniz Şeylere Vakit Ayırın

Yapılması gerekenler, limitli hayat standartları derken sadece görev odaklı ilerlememeye çalışın. İşinize ayırdığınız vakit kadar yapmayı sevdiğiniz ne varsa ona da vakit ayırın. Bu sürekli bir aktivite halinde olup zamanınızı dolu dolu geçirmeniz anlamına gelmiyor. Eğer sadece duvara bakıp sakince oturmak bile size iyi geliyorsa ve rahatlamanızı sağlıyorsa buna bile vakit ayırmanız yeterli olacaktır.

Dengelenmek İçin Önce Durmanız Gerekli

Buna bir nevi farkındalık süresi de diyebiliriz. İnsanlar olarak hala zamanla yarışmak gibi güçlü bir motivasyonumuz var. Sürekli durduramadığımız zamanla yarış halindeyiz ve bütün günümüzü aynı tempoda geçirmeye çalışıyoruz. Sabah kahvemizi hızlıca içiyor, evdeki işleri aynı hızla bitirmeye çalışıyor, yediğimiz yemekleri tadını almadan bitiriveriyoruz. Bütün bunlar bir araya geldiğinde ise o kadar çok şey yapmış olmamıza rağmen tuhaf bir şekilde bir şeyleri kaçırdığımız hissini yaşayabiliyoruz. Dediğim gibi eğer dengelenmek istiyorsanız önce durmanız gerekli. Örneğin, sabah uyandığınızda yataktan fırlamak yerine kendinize bir 20 dakika verin. Güneşi selamlayın, derin bir nefes alın, güne uyanabildiğiniz için şükredin ve bir süre sessizliği dinleyin. Güne başladığınız o ilk 20 dakika aslında bütün gününüzü etkileyecek kadar önemli. Yaptığınız her şeyi yavaşlatmak çevrenizi daha net görmenizi ve farkında olmadığınız güzellikleri yeniden keşfetmenizi sağlar. Buna yemek yemek de dahil. Headspace – Meditasyon Rehberi programını sunan Andy keşişlerle yaşadığı süreçte yemeklerini bir saatte bitirdiklerine dair bir anektod anlatmıştı. Kabul belki şehir hayatında bir saatlik vaktimiz olmayabilir ama en azından içtiğiniz kahvenin ya da yediğiniz yemeğin tadını almaya bakın. Hissetmek, farkında olmak için kendinize bu süreyi verin.

Denge Kurmanın Keyifli Yanını Keşfedin

Sürekli hamburger yediğinizi ya da sürekli en sevdiğiniz tatlıyı yediğinizi düşünün. Bir süre sonra hislerinizin kaybolduğunu fark edeceksiniz. Denge aslında garip bir şekilde özlem duygunuzu da tetikler ve bazı şeyleri yapmaya ara verdiğiniz zaman bir süre sonra yeniden başladığınızda daha fazla keyif aldığınızı fark edersiniz çünkü içten içe özlemiş olursunuz. Bunu beslenme olarak ele almaya devam edersek sağlıklı beslenmek kadar yemeyi sevdiğiniz ne varsa onlara da yer açın. Aslında sağlıklı beslenmenin de keyifli bir yanı var. Hafif yedikçe zamanla bedeninizin de hafiflediğini hissedersiniz ve bu hisle birlikte abur cubur kaçamağı yaptığınız zaman suçluluğu az mutluluğu fazla olur. Kaçırdığınız hiçbir şey yok. Bırakın bedenininiz sağlıklı besinlerle şifalansın ve istediğiniz bir şeyi yediğinizde de bunu yaptığınıza değsin. İlla tek bir tarafı seçmenize gerek yok; bir yerden dengelenmeye başladığınızda onun su damlası misali yayılma gücü hayatınızın her alanına etki edecektir.

Ruh ve beden de kendi içinde bir dengeye sahiptir ve siz hangi alana dokunursanız o alan düzelmeye, kaybettiği momentumu yakalamaya başlayacaktır. Her şeyin sizden ibaret olduğunu unutmayın. Hayatınızı dengelemek ondan daha fazla keyif almanızı sağlayacaktır ve bunu yapabilmek bir süre durmak, derin bir nefes almak kadar kolay.

Bu Konuyu Sosyal Medyada Paylaş

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz


Yukarı Çık