Cilt kanserinin erken teşhisinin ben takibiyle mümkün olabileceğini söyleyen Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Osman Kelahmetoğlu, dünyada tüm kanserler içinde en yaygın görülen cilt kanserinin, güzelleşmeyen yaralar, yeni oluşan benler yahut mevcut benlerde oluşan değişikliklerle kendini gösterebildiğini lisana getirdi. Farklı tıptaki cilt kanserleri için ana tedavi yolunun cerrahi olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Kelahmetoğlu, “Erken evrede belirlenen cilt kanserlerinde cerrahi tedavi tekniği ile büsbütün düzgünleşme oranı epeyce yüksektir” dedi.

Benlerin kimi vakit cilt kanserine neden olabildiğini söyleyen Doç. Dr. Kelahmetoğlu, “Bu nedenle sistemli denetim edilmesi ve teşhis konursa benin alınması hastanın sıhhati için kıymet taşır. Otuzlu yaşlara kadar bedende yeni benler görülmesi olağan ve beklenen bir durumdur. Bu yaşlardan sonra görülen benlerin cilt kanserine yol açabileceği için denetim altında tutulması gerekir” diye konuştu.

Temel olarak, melanom ve melanom olmayan olmak üzere, iki tipte görülebilen kanserler konusunda Doç. Dr. Osman Kelahmetoğlu şu bilgileri verdi: “Melanomlar, cilde rengini veren melanosit hücrelerinden kaynaklanır. Melanom kanserler, yeni ben oluşumu yahut benlerde oluşan yapısal değişikliklerle kendini gösterir. Melanom olmayan kanserler, güzelleşmeyen yahut güzelleşip tekrar eden yaralar olarak kendini gösterir.”

Benlerinizi takip etmeniz hayati değere sahip

Cilt kanserinin erken teşhis edilebilmesinin öbür kanser çeşitlerine oranla daha kolay olduğunu söyleyen Doç. Dr. Kelahmetoğlu “Erken evrede belirlenen cilt kanserlerinde cerrahi tedavi formülü ile büsbütün güzelleşme oranı epey yüksektir. Bireyler bedenlerinin görebildikleri kısımları kendileri, öteki bölgeleri ayna yardımıyla denetim edebilir. Benlerin asimetrik olması, hudutlarının sistemsiz girintili-çıkıntılı olması, farklı renk tonlarını içermesi, genişliğinin 6 milimden fazla olması ve büyüme-genişleme göstermesi halinde tabibe başvurulması gerekir” sözlerini kullandı.

Erken teşhis sonrası erken müdahalenin tümörün büyümesini ve öbür bölgelere yayılmasını önleyebileceğini anlatan Doç. Dr. Kelahmetoğlu, tedavi yaklaşımı konusunda şu bilgileri verdi: “Cilt kanserlerinin temel tedavisi lezyonun cerrahiyle, büsbütün, kâfi derinlikte ve etraf dokudan muhakkak bir sağlam hudut korunarak çıkartılmasıdır. Bilhassa erken periyotta yakalanmış ve cerrahi uygulanmış hastalarda kalıcı tedavi bahtı çok daha yüksektir. Neredeyse her evrede, uygun hastada cerrahinin yeri vardır. Bunun yanında cerrahiye alternatif yahut bir arada kullanılabilecek kemoterapi ve radyoterapi üzere metotlar de bulunmaktadır.”

Çocukluk çağında güneşe maruz kalmayın

Daha evvelce ileri yaş hastalığı olarak bilinen cilt kanserinin son devirde 40 yaş altında da görülmeye başlandığını hatırlatan Doç. Dr. Osman Kelahmetoğlu, risk faktörleri konusunda şunları anlattı: “Düzenli ve uzun müddetlerde güneşe maruz kalanlar (özellikle çocukluk çağında) daha çok risk taşımaktadır. Birtakım genetik geçişli durumlarda çocuk yaşlarda dahi cilt kanseri görülebiliyor. Açık deri tipi olanlar (bronzlaşamayıp, güneş yanığı oluşanlar) uzun vadeli güneşe maruz kalan ve güneş yanığı kıssası bulunanlar, güneşli bölgelerde yaşayanlar, çok sayıda beni olanlar, olağandışı görünümlü beni olanlar, ailesinde cilt kanseri hikayesi olanlar, daha evvel deri kanseri geçirenler, bağışıklık sisteminde bozukluk olanlar, bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaç kullananlar (organ nakli hastaları gibi) ve radyasyona maruz kalanlar daha riskli kabul edilmektedir.”