Bayan Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Algül Anıl Yılanlıoğlu, ”35 yaş altı bayanlarda 1 yıllık korunmasız ilgi, 35 yaş sonrası 6 aylık korunmasız ilgi, 40 yaş sonrası da 3 aylık bir deneme süreci sonrası bebek oluşmuyorsa çiftlerin bir tüp bebek merkezine tüp bebek tedavisini başlatmak üzere başvurmalarını istiyoruz. Tedavide adetin 2. yahut 3. günü anne adayında bakılan kimi kan tetkikleri, HGS sineması, geçirdiği operasyonların epikrizleri ve yaptırdığı tüm tetkik sonuçları eş vakitli da baba adayının spermiogramı değerlendirilip tüp bebek tedavi sürecine başlanmaktadır. Bunun için insülin iğnesi uçlu iğnelerle subkutan göbek etrafına yapılan zararsız hormon içeren iğneler yapılmaktadır. Bu süreç periyodunda hasta 3 ila 5 gün ortalarla folikulometri dediğimiz foliküllerin büyüme sürecini takip ettiğimiz ultrason denetimlerine gelmektedir” diye konuştu.

“Çatlatma iğnesi uyutulmadan yapılıyor”

En büyük folikül ya da foliküller yaklaşık olarak 20 milimetre çapa ulaştığında hastaya çatlatma iğnesini yapıldığını söyleyen Op. Dr. Yılanlıoğlu kelamlarına şöyle devam etti: “Çatlatma iğnesinden 36 saat sonra da opu (oosit pick up) süreci dediğimiz anestezimi süreci uygulayarak büyüttüğümüz oositleri beden dışına alıyoruz. Eş vakitli baba adayı da sperm vererek laboratuvar ortamında oosit ve spermleri birleştirip bebeğin birinci hücresi olan embrioyu oluşturmaktayız. Bundan sonra embrioyu 5. güne kadar büyütüp uyguladığımız endometrial hazırlık süreci sonrası embriomuzu bu sefer anne adayını uyutmadan ultrason denetimi altında anne adayımıza transfer ediyoruz”

“Anne adayının hayat kalitesi değerli bir faktördür”

Tüp bebek muvaffakiyetini arttırmak için öncelikle anne adayının hayat kalitesi ve nizamını sağlamanın ehemmiyet taşıdığını söylen Dr. Yılanlıoğlu, “Bunun için nizamlı uyku, nizamlı beslenme, tertipli spor, en az çay, kahve ve alkolsüz, sigarasız hayat aşılanmalı anne adayına ikinci sırada gerilimden uzak bir hayat stili edinilmelidir. Tüp bebek sürecinde başarıyı etkileyen en kıymetli faktör anne yaşıdır. Annenin yaşı ilerledikçe doğuştan olan oosit sayısı ve kalitesi azalmaktadır. Örneğin 30 yaşlarındaki bayanın tüp bebek başarısı yüzde 60’larda iken, 40’lı yaşlarda bu oran yüzde 20’lere düşmektedir. Tüp bebek için beklenen ve bebek sahibi olmak için denenen vakit da kıymetli. 2 sene bebek sahibi olamamış bir çift ile 10 sene bebek sahibi olamamış çiftin tüp bebekteki muvaffakiyet oranı da farklıdır. Tekrar annede çikolata kisti dediğimiz endometriozis varlığı da tüp bebek muvaffakiyetini olumsuz etkilemektedir. Endometriozis cerrahisi over rezervini düşürmekte ve varlığı oluşan embrionun rahme tutunmasını engelleyebilmektedir. Baba adayının spermlerinde sayı, hareketlilik ve morfoloji dediğimiz yapısal aksiliklerin olması da tüp bebek tedavisini olumsuz etkilemektedir” tabirlerini kullandı.